30 Temmuz 2010 Cuma

üstü/açık

....kimse farketmeden pencerenin önünde donuveren kuşlar gibi... sıcak bir yuva isteğiyle sadece... sadece... kimseler farketmeden...

sevgilerim donuyor, kalbimin üstü açık kalıyor...

27 Temmuz 2010 Salı

Come Into My World, Hatta ;)

bu eski bir Robbie Williams şarkısıdır arkadaşlar, dünyanın diğer %100'ü gibi benim hissettiklerim de başkaları tarafından geçmişte elbet hissedilmiş, ama iyi ki robbie hissetmiş de böyle şarkı yapmış, ne de güzel bana ulaşmış.

Come Take Me Over

Is this a long range effort, cause I'll pitch a tent
I'm kinda used to feeling cold
Should I walk naked should I bear my sould
Won't you help me fill this hole

And what I'm trying to say is be the one
Love me anyway...though I'm too far gone

Come take me over - I'm riddled with my past
Come take me over - is that too much to ask

Before I leave this town - love me or put me down

Got semi heaven, I wanna fall in love
You said the walking wounded could
I know I've sent the 'morrows to an early grave
Is this the price I have to pay.

What I'm try'na say, if you could touch
The love I fantasize, is that too much


Come take me over - I'm riddled with my past
Come take me over - Is that too much to ask?

Before I leave this town - love me

Take me to the shops, tie me up and abuse me
I'm looking good, so how could you refuse me
Say I'm so special, why ain't you cooking for two?

I'll meet your mum, I'll meet your friends
When you coming down,
I'll love you through the bends
I know I'm special, but why ain't you cooking for two?
....
Come take me over - Gonna be the last
Come take me over - If she don't meet this task
Before I leave this town -
Love me or put me down.

(bi de ayrıca bu da robbie'den:
isn't it lovely, that we can still be good friends
they say you've gone off me, don't be so sloppy..baby
isn't it lovely, that we can still be good friends
i know you still want me, cos i'm so lovely...baby;)

23 Temmuz 2010 Cuma

Sie!

"beklemekte olduğun şey, ancak onu beklemeyi unuttuğunda gerçekleşir.
bu evrenin, ''sen bakarken soyunamıyorum'' deme şeklidir..!!!!"

üf sıkıldım! sie! :D

o diil de, artık hakkaten :D eytere beaaa! ennn bir demet tiyatro Züleyhaa'sı tadında elleri şıklataraktan:

Eeeeeeeeeeeeeh! "Bıraaak gitsinnn :D Gitsin arrrtık :D Götürsünlerrr şeyyleriiii-leri leriii"
oooh, yandaaan :D


Bir Demet Tiyatrro- ZÜLEYHA
Yükleyen hapsilon. - sitcom, skeç, komedi, eğlence, komedi videoları, komik videolar, komik
eeeeh! eytere beaaaa! Ama hakkaten :D:DDDDDDDD ahahahh:D

15 Temmuz 2010 Perşembe

hot hot hot hot!!!! burning!



bana bu şarkıdaki gibi "tiryakin oldum yarim" deyip seksi seksi "off" çekicek adama da ben ölürüm! bu kadar da iddalıyım!

9 Temmuz 2010 Cuma

hayaller rüyaları öperse...

o akşam kız nolmuşsa biri öpse de öyle dudağım uçuklasa diye içinden geçirmiş, üşümüş, bir garip acımış yüreciği...

ama böylesi bir istegi kendi de garipsemiş sonra, allah allah deyip geçiştirmiş.
ve ertesi sabah uyandığında... işte orada; üst dudağının kenarında bir dokunuş bulmuş, bir nar tanesi düşmüş oraya o uyurken...
ne dese bilememiş.

"heniz tanışmadığım..." sen mi geldin?

1 Temmuz 2010 Perşembe

üçüncü göz

tiyatro z sahnesi...
iki sene önce orada izlediğim philoctetes'le başladı sanırım her şey. oyun o kadar iyiydi ki ve o kadar etkilenmiştim ki her şeyden; binadan, sahneden, oyunculuklardan, rejiden, hatta afişten, oyun sonrasındaki sohbetten... ve 1,5 senedir süren maceram da böylece başlayıverdi, o sahnede diyafram nefesi almayı öğrendim, tiratlarımı - ikili sahnelerimi orada oynadım, en eğlenceli doğaçlamalarımı orada yaptım, nebil hocanın dersinde orada koşturdum deli gibi, bengi hocadan orada azar işittim ve orada övgü aldım, umut hocanın dersinde orada ağrıdı bacaklarım, cem hocayla orada konuşurken açıldı zihnim, orada utandım, orada ağladım, orada deli gibi güldüm, orada üzüldüm, orada öğrendim...
ve sonunda, orada ben de oynadım.
işte bu çok önemliydi.
o sahne beni hep çok etkilemişti. ufacık bir alandan en fazla nasıl verim alınabilir, o ufacık sahne nasıl insanı içine alır'ın yanıtıydı orası. evet, her günümü orada geçirmedim ben, ama aklım hep o sahnedeydi, orası özeldi.

ve dün babam izledi beni o sahnede. tiyatroyla ilgilenmeme tango kadar laf etmeyen ancak bıyık altından hoşnutsuzluğunu gösteren babam. ve babam oyunları beğendi, hepsiyle ilgili bambaşka pencerelerden yorum yapacak kadar dikkatle izlemişti. babam beni beğendiğini söyledi. "düşündüğümden çok daha iyi, şimdi doğruya doğru" lafını etti. bana bir süredir ilk kez belirgin bir saygıyla baktı, kabul etmişlikle...

şimdi. 1,5sene ardından. hiç olmazsa bir basamak yukarda olmak benim için paha biçilmez, tarif edilemez. çok güzel. çok çok çok güzel... elbette daha çook çalışmak gerek ama o sürüne sürüne çıkılan basamak çok değerli...

eskiden şöyle bir sene öncesine kadar çocukluğumdan beri oynadığım bir zihin oyunu vardı: "bir sene öncesine dönsem ne olur?", "şu güne dönsem ne olur", "o ana dönsem ne olur" diye kendime sorar ve bunun üzerinde düşünürdüm senaryolar yazardım. bunu neden yaptığımı bilmiyorum ama farkettim ki yine alışkanlık olarak kendime bu tür sorular sorsam da artık kesinlikle beni en çok üzen, yıkan olayların öncesine bile gitme isteği duymuyorum. bu yaptığım şeyin yararsız olmasından değil aslında, şu andan bile gerisine gitmek istemiyorum. her an değişiyo gibiyim, önlenemez şekilde gelişiyo gibi. sürekli farkına varıyor gibi. öncesinde hep toymuşum gibi. işte bu yüzden şuan kendimi sıkıcı olarak nitelediğim geçmişime gitmek değil, bir an önce dolu dolu günlerimi yaşayarak ileri devam etmek istiyorum. sanki üçüncü bir gözüm görmeye başlamış gibi.
ve ben o gözün sahnede açıldığını biliyorum...

sahne seni seviyorum...